6 Ocak 2010 Çarşamba

BİR NESLİ NASIL MAHVETTİLER

ramocan.blogcu.com




Osman Yüksel Serdengeçti

"Muhterem Arkadaşlar;

Ben, öteden beri parti ve patırtılardan hoşlanmayan bir adamım. Parti denilince içimden bir şey kopar, bir şey parçalanır...

Ben CKMP'yi bir parti olmaktan ziyade, bir dostlar, arkadaşlar meclisi, bir İman ve fikir ocağı kabul ediyorum. Aranıza bu duygularla katılmış bulunuyorum. Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlarım...

Aziz Arkadaşlarım:
Tarih boyunca, büyük milletimiz birçok buhranlı devirler yaşamış, badireler atlatmıştır. Fakat öyle sanıyorum ki, bugün içinde bulunduğumuz şartlar daha ağır, tehlikeler daha vahimdir. Eskiden, düşman karşımızda idi. Biz onu görüyor, biliyorduk. Düşman, bugün içimize girmiştir. Okullarımıza, üniversitelerimize, her türlü teşekküllerimize, hatta aile yuvalarımıza kadar girmiştir. Demokrasi, inkılâpçılık, sosyalizm kılığına bürünerek, suret-i Hak'-tan görünerek girmiştir. Bugün vatanımız bir uçtan bir uca, türlü tahrik ve tahrip merkezlerinin tesiri altındadır. Sağ-sol, ilerici-gerici, zengin-fakir, sünni-alevi, Türk-Kürt sloganlarıyla birlik ve beraberliğimiz parçalanmakta, perde arkasındaki kötü niyetler, şer kuvvetler, bu ayrılık ve nifakı teşvik ve tahrik etmektedirler. Milletin oyları ile iktidara gelen iktidarsız iktidarcılar, bu vaziyet karşısında şaşkın, düşkün, perişan bir haldedirler. AP maalesef bir iktidar partisi değildir. AP bir çoğunluk, yığın partisidir. Sandıktan çıktıkları milleti usandırmamak bir iktidarın en önde gelen vazifesidir.

Muhterem Arkadaşlarım:
Ezbere konuşmuyorum. Ben onların arasından, ben onların içinden geliyorum. Onların ne yaptıklarını biliyorum. Onlar suyu bulandırdılar, onlar milleti dolandırdılar.

Üç senedir mecliste bulunuyorum. Gördüğüm manzara kısaca şudur: Bir tarafta Süleyman beyin değnekçileri. Parmakçıları... Her şeye parmak kaldıranlar, diğer tarafta mukaddesata saldıranlar... Sol ekip: Her şeye parmak atanlar. Biri parmak kaldırıyor, biri parmak atıyor. Fakat yaranın üzerine parmak basan yok!

İşte biz, Türk Milliyetçileri, bu mukaddes çatının altında toplananlar, şahadet parmağımızı bu yaranın üstüne basıyoruz.

Arkadaşlar, Türk Milleti bir kurtarıcı bekliyor. Miller, bugün buhranlar, hüsranlar içinde çalkalanmaktadır. Biz, bu topraklar için, Malazgirt'ten bu yana kaç nesli birden harcamışız. Bir şehitler diyarı olan topraklar üzerinde. Bu topraklar için toprağa düşenlerin çocukları perişan, bakımsız, huzursuz bir haldedir.

Başbakan istediği kadar, temel ata dursun, Türkiye, Türk cemiyeti bugün temelinden sarsılmaktadır. Memlekette bir damla huzur kalmamıştır. Talebe yurtlarında bu milletin istikbalini ellerinde tutacak olan gençler, aynı toprağın çocukları birbirlerine saldırmakta, hatta birbirlerini öldürmektedirler. Bir sürü izmlerin peşine takılı gençler, insanlar, fikri kurşunla susturmaya kadar işi götürmüşlerdir. Ama bugün iyice anlaşılmıştır ki bu memleketi inanmış, idealist, dinamik bir kadro kurtarabilir. Bu kadro CKMP kadrosudur. Bu milleti, ALLAH - Millet - Vatan yolunda yürüyenler bu uğurda anadan, babadan, yardan, serden geçmeğe hazır olanlar kurtarabilir.

Aziz kardeşlerim, Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de "İnanıyorsanız mutlaka üstünsünüz" buyuruyor. Biz inanıyoruz. O'na inanıyoruz. Hiç Ölmeyene, bitmeyene, tükenmeyene, ebedi olana inanıyoruz. Her türlü ikilikten ve nifaktan uzağız. BİZ, TANRI DAĞI KADAR TÜRK, HİRA DAĞI KADAR MÜSLÜMANIZ,
Varlığımızın, birliğimizin esası bu iki temel üzerinde yükseliyor.
Kardeşlerim;

İktisadi kalkınma: Evet...

Hayat seviyesi: Evet...

Barajlar, garajlar: Evet...

Bunların hepsi lazım. Fakat bize her şeyden evvel iman barajları lazım...

Kafalarının içinde sudan başka bir şey olmayan, sudan gelme, sudan adamlar bunu anlamıyorlar. Bir ayaklarını Hacı Bayram'a, bir ayaklarını Moskova'ya basarak milleti aldatmak isteyenlerin sonlan hüsrandır. Bir gün gelecek aklananlar uyanacak, aldatanlar cezalarını göreceklerdir.

Aziz arkadaşlarım; Biz bu vatanı, sıra dağları, uçsuz bucaksız ovalan, engin denizleri ile taze bir heyecan tufanı ile yeniden fethedeceğiz. Yeni bir "Basü badel mevt" olacaktır. Bunu imanlı bağırlar, dik seciyeler, eğilmeyen başlar, bu arkadaşlar, bu aslanlar yapacaktır. Bugün onların olabilir, yarınlar bizimdir.

Hepinizi tekrar sevgi ve saygı ile selamlarım."
Kaynak:http://umaykiz.blogcu.com/serdengectiler-yardan-gectiler/2617438

"Hak yolunda Bağrı Yanık Yolcular"

Hak yolunda bağrı yanık yolcularız.Yollar ki, her zaman insanlarla doludur.Fakat insan her zaman yolcu değildir.

Bizim yolculuğumuz ebedi bir yolculuktur...Bizler ebedi yolcularız!...Önü, sonu olmayanın,bitmeyenin, tükenmeyenin,göçmeyenin,çökmeyenin yolundayız!...Hak yolunda bağrı yanık yolcularız...

Biz bu yolda cefayı sefa, mihneti nimet bilen insanlarız.Bu yol, çetin bir yoldur...Bu yol sürülerin aktığı, vasıtaların rüzgâr gibi gelip geçtiği asfalt yollardan değildir!...Bu yol kıldan ince kılıçtan keskindir.Öyle, her kişinin kârı değildir bu yolda yürümek...Er kişinin kârıdır, bizler er kişileriz...

Allah'a giden bütün yollar, şer kuvvetler, kötü niyetliler tarafından tutulmuş.Bunu biliyoruz.Şerirler, zorbalar,zalimler,türlü maskeler,türlü sıfatlarla karşımıza durmak, bizi can evimizden vurmak istiyorlar.İnkılap diyerek, yirminci asır diyerek,ilim diyerek,teknik diyerek vurmak istiyorlar...

Onlar ne derlerse desinler,biz durmayacağız...Yürüyeceğiz...

Bu yolda yürürken istiklalimizden,istikbalimizden,hürriyetimizden her şeyimizden olacakmışız!...Hapishanelere düşecekmişiz...Eyvallah!...Eyvallah!...Hepsine, hepsine razıyız!...Biz ölümü göze almış insanlarız!...Ölümden ötesi var mı?"Urganda ölüm, yorganda da..." diyoruz!...Biz bu yolun,delisi divanesi, bu işin hastasıyız...Biz hak yolunda bağrı yanık yolcularız...

Yıllardır ve yıllardır, bizden olmayanların yüzünden ağzımız yandı,yüreğimiz yandı,başımız yandı,tabanımız yandı..Yandık gittik kül olduk!...

Aslı olduk,Kerem olduk,sıtma olduk,verem olduk!...Yıllardır ve yıllardır, onlar yediler,biz baktık,onlar dediler biz dinledik!Onlar yaşadılar, biz inledik!...

Yıllardır yıllardır, din için,iman için,canımızı cananımızı,bütün varımızı verdik.Onlar suyun öte tarafından geldiler:"Bu vatanı biz kurtardık,bu milleti biz yarattık"dediler...Sustuk...Hakiki yaratıcıya sığındık.

Ne kadar öldürürlerse o kadar yarattık, ne kadar yıktılarsa o kadar yaptık,ne kadar batırdılarsa o kadar kurtardık dediler...

Biz hakiki kurtarıcıya sığındık.

Biz hep sustuk.Ağzımızda dilimiz var,demedik...Onlar nutuk çektiler!Biz dert çektik,çile çektik!İçlendik,dertlendik!Aslı olduk, Kerem olduk, verem olduk...Derdimizi kimseye dinletemedik!Meramımızı kimseye anlatamadık!..."Yemen" olduk,çimen olduk,"Kore" olduk,yara olduk,"Fizan"olduk,ozan olduk.

Ne milletmişiz, biz de bilemedik?!...

Biz bu sırra eremedik.İyi bir gün göremedik...İçin için ağladık,yanık yanık söyledik...Kederimize kaderimiz dedik...Sustuk!...

Fakat sabrın da bir sonu vardı.Artık konuşuyoruz.Konuşacağız.Susmayacağız.Garip ve dertli Anadolu'yu dile getireceğiz.Biz onun davasıyla davalandık,sevdasıyla sevdalandık.Biz ondan bir parçayız.Artık bu aziz vatanı, bu garip milleti soysuzlara, dinsizlere,imansızlara teslim edemeyiz...

Soygunculara,vurgunculara istismar ettirmeyiz!...

Azimliyiz,kararlıyız!...

"Hak yolunda Bağrı Yanık Yolcular"
OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ
Kaynak:http://uveysiyim.blogcu.com/

Hiç yorum yok: