14 Ekim 2008 Salı

"EZANSIZ SEMTLER"

Teşbihte hata olmasın Hz.Ömer(r.a.)in dediği gibi başımdan geçen unutamadığım iki anım var.Birini hatırlayınca ağlarım, birini hatırlayınca da gülerim(neşelenirim).
Avrupaya,İsviçre ve Almanya'ya gittiğimde;yeşil alanları,orman ve tabiat güzellikleri o kadar hoş ve güzelki o manzaraları hatırladıkça neşelenir ve rahatlarım.Hatırlayınca beni ağlatan ve ızdıraba sürüleyen şey de ezan sesinden mahrum olmaktır.Avrupaya gidenler bu durumu bilir.Avrupada ezan sesi sadece cami içinde duyulur.Dışarıda ezan sesi duyulmaz.
Ezan sesinin insanı nasıl etkilediğini;Sonradan müslüman olanlar daha iyi takdir eder.Yahya Kemal "ezansız semtler"konusunda şöyle diyor;"Biz ki minareler ve ağaçlar arasında ezan seslerini işiterek büyüdük.O mübarek muhitten çok sonra ayrıldık. Biz böyle bir sabah namazında anne millete dönebiliriz.Fakat minaresiz ve ezansız semtlerde doğan,Frenk(avrupalı)terbiyesiyle yetişen Türk çocukları dönecekleri yeri HATIRLAMAYACAKLAR!"
"Ezan; tevhiddir,vahdetin ilanıdır,tekbirin zikridir... Namaza ve kurtuluşa çağrıdır.Kurtuluş:Sonra da Allah'la olmakla, O'nun huzuruna çıkma çabasıyla, kısacası miraçla kurtuluş... Adem Armağan. kaynak:YENİ DÜNYA DERGİSİ.

Hiç yorum yok: